Ülkemizde sigorta denince tüketicilerin ilk olarak aklına araçları sigortalatma geliyor. Araç sigortalarını genellikle, konut ve özel sağlık sigortaları takip ediyor. Sigorta şirketlerinin prim üretimlerinin büyük bir kısmını araç sigortaları oluşturuyor.
Aslına bakarsanız, özel sigorta bireylerin ve ailelerinin geleceğini güvence altına alma olarak algılandığı zaman, bireyler sadece araçlarını değil diğer tüm varlıkları ile birlikte geleceklerini de güvence altına almayı ihmal etmez.
Sigorta Yaptırmak Pahalı Mıdır?
Ülkemiz deprem konusunda çok büyük risk barındıran bir coğrafyada bulunuyor. Deprem gibi afetlerle sıkça karşı karşıya kalan ülkemizde Zorunlu Deprem Sigortası yapılan konutların oranının yüzde 47 olması sigorta konusunda algının yeterli olmadığını gözler önüne seriyor.
Özel sigortalar hakkında ülkemizdeki en belirgin algı, sigortanın pahalı olduğuna dair yaygın yanlış olan anlayışlardır. Çoğu birey sigortayı hala bir harcama kalemi veya lüks tüketim olarak görmektedir. Bu sebeple, ülkemiz insanı sigortaya ilgi göstermiyor.
Diğer bir konu da sigortaya olan ihtiyaçlarının farkında olmamaları veya diğer bir söylemle risk algılarının düşük olması. Ülkemiz insanı kötü sürprizlerin hep başkalarının başına geleceğini düşünmektedir. Oysaki sigortanın temel işlevi, bireylerin uğradığı zarardan ekonomik açıdan olumsuz yönde etkilenmemesini sağlamak, yani belli risklere karşı önlem almaktır.
Sigorta bağlamında en önemli sigorta türlerinden biri olan Hayat Sigortaları yaşamınız boyunca sizi güvence altına alabileceği gibi aynı zamanda yaşamınızın sonlanabilmesi ihtimaline karşın bile, sevdiklerinizi güvence altında tutmaya devam etmektedir. Bu konu da daha detaylı bilgi için, Hayat Sigortası Nedir? adlı yayınımızı okuyun.
Olası kazalara karşı, kaybı ve acıyı en aza indirgemek, kayıpları mümkün olduğunda telafi edebilmek, bunlar sigorta kavramının içinde yer alan olgulardır. Anacak, ne yazık ki ülkemizde sigorta bilincinin henüz yeteri kadar gelişmiş olduğunu söyleyemeyiz. Gelişmiş ülkelerde GSYİH’nin yüzde 8’ine ulaşan prim üretimi, Türkiye’de yüzde 1,3 seviyelerinde görünüyor. Gelişmekte olan ülkeler bazında ise bu oran yüzde 2,2 ile ülkemizden daha yüksektir. Bu veriler de bize sigorta konusunda henüz yolun çok başında olduğumuzu gösteriyor.
